Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ateş daima su ile korkutulur. Çünkü onu söndürür. Fakat su, yanmaktan ne vakit ve nasıl korkar?
Sayfa 972 - 4. Cilt 7282. BeyitKitabı okuyor
Tercüme: Mübtelâ-yı enâniyyet olan kimse, nakdi kalbdan temyîz etmez bir gümrâhdır. Âgâh ol, her ne kadar o ma’nevî ise de ondan kaç! Neşv ü nemâsı olanla olmayan, onun önünde birdir. O her ne kadar yakîn da’vâ ederse de, şekk içindedir. Eğer böyle bir kimse, halk nazarında zekî-i mutlak ise de, mâdemki onun bu temyîzi yoktur, o kimse ahmaktır. Mesnevî-i Şerîf Şerhi, VI, s. 51-52 (beyit: 2556-58).
Sayfa 1544 - cilt 2
Reklam
Dîvân-ı Kebîr-i âlîlerinde münderic olan gazel-i Arabî şudur: Ey Yemen âhûları arasındaki bir âhû, sen bedende benim gözüm ve rûhumsun! Ey yaşı küçük ve bedeni tâze, ey süt içmekten karîbu’l-ahd! Nâs indinde benim âşık olduğum sâbit oldu; şu kadar ki, aşkımın kime olduğunu bilmediler. Onun rûhu benim rûhum ve benim rûhum da onun rûhudur; bir bedende iki rûhun yaşadığını kim gördü? İster benimle sizin aramızı açın, ayırın, ister ulaştırın, kavuşturun; bence, sizden ne gelirse gelsin; iyidir, güzeldir! Ey Yûsufî yüzlü, Türk başlı, Deylemî saçlı, çenesi Rum ülkesi halkının çenesine benzeyen dost. Dîvân-ı Kebîr, I, s. 566 (beyit: 14676 vd. [Füruzânfer neşri: 2127. gazel]). Tercüme için bk. Konuk, Mesnevî-i Şerîf Şerhi, III, s. 33-34; Can, Dîvân-ı Kebîr - Seçmeler–, III, s. 51; Dîvân-ı Kebîr (trc. Abdülbâki Gölpınarlı), IV, s. 287 (beyit: 2398 vd.).
Sayfa 1527 - cilt 2
Ve şems-i hakîkat Mevlânâ-yı Muhammedî-sîret (r.a.) Mesnevî-i Şerîf’in cild-i sâdisinde buyururlar. Mesnevî: Tercüme: “Vaktâki bu Seyyidü’l-kevneyni sen Hak’tan ayrı gördün, kitâb-ı kâinâtın hem metnini ve hem de dîbâcesini gāib ettin. İki deme, iki bilme ve iki okuma! Bendeyi kendi efendisinde mahv olmuş bil! Kusûr-ı fehminden nâşî, efendiye “gayr” dediğin vakit, ey şaşı, Gayûr olan şâhdan utan! (Enfâl, 8/17) Attığın vakit, sen atmadın! âyet-i kerîmesindeki “râmî” Ahmed’dir. Onu görmek Hâlık’ı görmek olmuştur." Mesnevî-i Şerîf Şerhi, XII, s. 412 (beyit: 3237). Mesnevî-i Şerîf Şerhi, XII, s. 411 (beyit: 3235). Mesnevî-i Şerîf Şerhi, XII, s. 401 (beyit: 3205). Mesnevî-i Şerîf Şerhi, XII, s. 406 (beyit: 3217).
Sayfa 1491 - cilt 2
Bu senin yılan ve akrep gibi olan sözlerin, yılan ve akrep olup senin nefesini tutarlar. Mesnevî-i Şerîf Şerhi, VI, s. 280 (beyit: 3462).
Sayfa 1483 - cilt 2
vaktâki senin elinden bir mazlûma zulüm erişir; o zulüm bir ağaç olur, ondan zakkūm yetişir. Mesnevî-i Şerîf Şerhi, VI, s. 279 (beyit: 3458).
Sayfa 1483 - cilt 2
Reklam
Rûz-ı mahşerde her bir arazın bir sûreti vardır; ve her bir araz sûretinin nevbeti vardır. Mesnevî-i Şerîf Şerhi, III, s. 270 (beyit: 969).
Sayfa 1483 - cilt 2
Senin vücûduna gālib bulunan bir sîrete mahsûs olan sûret üzerine haşrin vâcibdir. Mesnevî-i Şerîf Şerhi, III, s. 396 (beyit: 1408).
Sayfa 1481 - cilt 2
Her bir hayâl ki gönülde yer tutar, rûz-ı mahşerde bir sûret olacaktır. Mesnevî-i Şerîf Şerhi, IX, s. 574 (beyit: 1793).
Sayfa 1483 - cilt 2
اى برادر تو همان انديشۀ ما بقى تو استخوان و ريشە Tercüme: “Ey birâder, sen ancak bir düşüncesin. Mâ-bekān kemik ve elyâftır.” Mesnevî-i Şerîf Şerhi, III, s. 93 (beyit: 275)
Sayfa 525 - cilt 1
410 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.